Yönetim Sistemleri Tarihçesi


Dünya endüstri tarihinde 1950 ve 1960’lı yılların kütle üretimi ve kütle tüketimi devri olarak isimlendirilmesi gibi, 1970 ve 1980’li yıllarda kalite yılları olarak anılacaktır. Bu on yılda Amerikan tüketicileri dünyanın en bilinçli tüketicileri olarak bir ürünün tercihinde, güvenilirlik, kalitede süreklilik ve kişisel tatminlerini asgari ölçüde karşılayan standartlarda ürünler talep etmeye başladılar. Yüksek kaliteli firmalar pazar paylarını yükseltti, buna karşın birçok kötü kaliteli firma ise pazar paylarını kaybetti ve iş hayatından silindi.

Eski politikaya sıkı sıkıya bağlı olan ve ne yaparlarsa yapsınlar müşterinin satın alınmasını bekleyen, birçok Amerikan şirket liderleri, geriye baktıklarında ”yakın geçmişin, daima yarının bir başlangıcı” olduğunu ve hep yanlış olduklarını kavradılar.

Birleşik devletlerde hepsi Japon ve hepsi yüksek kaliteli ürün olarak bilinen Honda, Panasonic, Hitachi, Seiko, Nikon ve Mazda ve Bridgestone kelimeleri günlük hayatın içinde girdiler. Ve bu sırada birdenbire Amerikan Üst Yönetim Yetkilileri, Deming, Juran ve Feigebaum gibi eski kalite liderlerine başvurdular.

Çok geçmeden Amerikan firmaları, Japon Kalite Rönesans’ı büyüsünün, prensiplerde ve uygulamada, ilk önce Birleşik Devletlerde keşfedildiğini ve kullanıldığını anladılar. Örneğin, II. Dünya harbi sırasında Amerikan malzeme fabrikalarında uygulanan ve Walter Shewart’in öncüsü olduğu İstatistiksel Kalite Kontrol, W. Edward Deming ve J.M. Juran tarafından 1950’lerin başında Japonya’da uygulanmaya başlanmıştı. Oysa Birleşik Devletler, bu sırada kütle halinde ürettiği nispeten az kaliteli ürünleriyle sürekli ve hızlı bir büyüme içindeydi.

ISO 9000 Kalite Yönetimi ve Kalite Güvencesi Standartları’nın temeli 1963 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nde savunma teknolojisindeki yüksek kalite sistemleri nedeni ile hazırlanan MIL-Q-9858’e dayanır. Nedeni, bitmiş ürünün muayeneye tabi tutulması yerine üretim sisteminin muayeneye gerek bırakmayacak şekilde güvenceye alınması esasına dayanır. 1968 yılında MIL-Q-9858 ‘in yerini, Amerika Birleşik Devletleri’nde NATO için hazırlanan ve tüm NATO üyesi ülkelerde askeri kalite güvence standardı olarak kabul edilip yürürlüğe giren AQAP ( Allied Qality Assurance Publication-Müttefikler Kalite Güvencesi Yayınları ) standartları almıştır.

Savunma sanayinden sonra kalite kalitede sistem yaklaşımı, enerji sektöründe de kendisini göstermiş ve ABD’nde 1970 yılında 10 CFR 50, App.B (Quality Assurance Criteria For Nuclear Power Plants and Fuel Processing Plants- Nükleer ve Sıvı Yakıtlı Enerji Santralleri için Kalite Güvence Kriterleri) , 1971’de ANSI A 45.2 (Quality Assurance Programme Requirements For Nucleer Plants - Nükleer Tesisle İçin Kalte Güvence Program Gereklilikleri ) ve 1973’de ASME III NCA 4000 (Quality Assurance - Kalite Güvencesi ) standartları yayınlanmıştır. Ayrıca 1978’de bu standartları Uluslararası Atom Enerjisi Santralleri için Kalite Güvencesi ( Quality Assurance For Nucleer Power Plants ) standartları izlemiştir.

Ford ve General Motors Deming ‘in aşağıdaki konulara ağırlık veren felsefesini uygulayan ilk büyük Amerikan firmaları oldular:

  • Müşteriler ile satıcılar arasında yakın ilişki kurmak,
  • Hataları azaltmak ve sapmaları daraltmak için istatistiksel Proses Kontrolü kullanmak,
  • Son mamul muayenesine dayanan çalışma şeklini ortadan kaldırmaya çalışmak, bunun yerine mamul ve hizmet kalitesini güvence altına alacak proses kontrolünü uygulamak,
  • Bölümler arasındaki engelleri ortadan kaldırmak, yönetim ile işçiler arasındaki güveni arttırmak ve insanları eğitmek için sürekli çaba vermek,
  • Sürekli iyileşmeyi sağlamak için on, yirmi, otuz yıllık uzun vadeli, planlar yapmak.
  • Üst yönetimin destek, katkı ve liderliğini sadece aylar veya bir kaç sene değil, uzun vadeli stratejik planlama periyodunu kapsayacak şekilde çok uzun bir süre sürdürmek

General Motors ve Ford operasyonların tüm hususlarının sürekli olarak izlenmesi ve kontrol edilmesi ve iyileştirilmesi gereğini vurgulayan Deming, Juran ve diğerlerinin prensipleri üzerine kurulan bir yönetim felsefesi olan Continous Quality İmprovement = CQI ) Sürekli Kaliteyi İyileştirmeyi, benimseyince Birleşik Devletlerde küçük bir değişim başladı. Bu durum, CQI ’in giren malzeme yüksek kaliteli olmadıkça, yüksek kalitede ürün üretmek çok güçtür, şeklindeki temel bir kavramından dolayı gerçekleşti.

Yani kısaca, Ford ve GM, Kaliteye önem vermeye başladıktan sonra, satıcı firmalarına;” İki seçeneğe Sahipsiniz, ya ürün ve hizmetlerinizin kalitesini sapma ve hataları azaltarak arttırırsınız, yoksa sizden malzeme teminini keseceğiz” dediler. Bu durum çığ etkisi oluşturdu. Ford ve GM’a satış yapan firmalar, kendilerine satış yapan firmalara aynı kalite talebiyle gittiler, bu firmalar da kendi satıcı firmalarına gittiler. Böylece CQI mesajı bu felsefeyle yönetilen büyük Amerikan imalat firmalarına satış yapan daha küçük imalatçılar arasında da yayıldı.

Müşteriler satıcıların kalite standartlarının doğruluğunu ise, ikinci bir elden kalite sistemi tetkikleri yaptırarak kanıtlama yoluna girdiler. Bu tetkiklerin amacı müşteriye, satıcıların malzeme ve servis kalitelerinin iyileşmekte olduğuna dair güvence vermekti. Sonuç olarak, çok fazla sayıda müşterisi olan satıcı firmalar, bu tetkik sürecini, bir sene içinde bazen defalarca yaşmak durumunda kaldılar. Bu sırada Japonların başarılarına karşılıklı olarak, on iki Avrupa Topluluğu ülkesi kendi kalite standartlarını kuruyorlardı. Bu gelişme değişik standartlarla çalışan ikinci el kalite tetkiklerin (müşterilerin satıcılarını tetkik ettirmesi) çoğalmasına yol açtı.

İngiltere’de 1977 yılında Sir Frederick Warner, “ Mühendislik Endüstrilerinde Standartlar ve Spesifikasyonlar “ adlı incelemesinde imalatçıların kalite yönetimi standartlarının ayrıca müşterileri tarafından değil bağımsız üçüncü kişi ( third party) belgelendirme kuruluşları ile değerlendirilebilmeleri konusuna işaret etmiştir. İngiltere’de önemli ve gerçekten ileri görüşlü olarak nitelendirilebilecek BS 5750 Kalite Sistemleri Standardı, Sir Frederick Warner’in anılan çalışmasından hareketle oluşturuldu. BS 57850 ‘nin önceki standartlardan farkı, önerilerinden çok gereklilikleri belirtiyor olmasıydı.  Bu arada ulusal düzeyde kalite sistem standartlarına geçiş 1978-1979’da CAS Z 299.1-4 ile Kanada’da, 1979’da ANSI Z-1.15 (taslak ) ile ABD’nde gerçekleşti.

1980’lerde “Eğer Japon Yapabiliyorsa, Neden Biz Yapamayalım?” düşüncesi inanlarda yer etti. Bu yıllarda kalite mesajının televizyon ile evlere girmesi ilgi çekiciydi.

Bu nedenle, 1979 yılında Birleşik Devletlerde dPROSİS Denetiml olmak üzere çeşitli ulusların temsilcilerinde oluşan ve Uluslararası Standartlar Organizasyonun kalite bilinçli bir gurup; birbirleriyle çatışan standartlar dizisine anlam getirmeye girişerek toplantılar yapmaya başladılar.

Uluslararası ticari ilişkilerin giderek artması ve daha da karmaşıklaşması ISO tarafından 1987 yılında ISO 9000 Kalite Yönetimi ve Kalite Güvencesi Standartları’nın yayınlanmasına yol açtı. ISO 9000 serisi ISO üyesi ülkelerin oluşturulan teknik komite ( ISO/TC 176) tarafından geliştirilmiştir. Birleşik devletlerin Tetkik Komite, 176’nın iki alt komitesinde temsilcileri bulunmaktaydı. Alt komite 1, Kalite için ortak terminolojinin bir özetini geliştirdi ve Komite 2 de, standartların kendisini oluşturdu.

Teknik Komite 176’nın görevi, bütün firmalar için geniş kapsamlı kalite standartları tanımlamaktı. Bu standartlar ne çok az sayıda firmanın elde edebileceği şekilde çok katı, ne de herhangi bir firmanın kolaylıkla geçebileceği kadar kolay olmalıydı. Bu teknik komiteye 5 ISO üyesi ülke temsilcileri aktif olarak katılmış ve diğer üye ülkelerin görüşleri alınmak suretiyle standart hazırlama sürecinde katılma sağlanmıştır. Bu seri daha sonra CEN ( Comité Européen de Normalisation - Avrupa Standartlar Komitesi) tarafından 1988 yılında EN 29000 olarak yayınlandı. Böylece, ISO 9000 serisi geçerlilik kazandı ve İngiltere, Hollanda gibi ülkelerde bir yangın gibi yayıldı. Çok geçmeden Avrupa ülkeleri ISO 9001’i dillerine tercüme ettiler. Adeta Avrupa topluluğunda ISO 9000 bilinçli olma zorunluluk olarak görülüyordu. Günümüzde Avrupa, ABD ve Japonya dahil dünyanın hemen tüm ülkelerinde geçerli genel amaçlı kalite güvencesi standardı olan ISO 9000’i değişik kodlar ile, ilgili ülkeler kendi dillerine çevirerek, İngilizcesi ile birlikte yayınlamışlardır.